En dinamik endüstri: ileri teknoloji
Teknolojik gelişmelerin üretim endüstrisi üzerine etkileri konusunda araştırmalar yapan IDC Manufacturing Insights’ın yakın zamanda 14 farklı ülkede gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları, üreticilerin geçtiğimiz birkaç yıl boyunca hakim olan kaotik piyasa koşullarından birtakım dersler aldığını ortaya koyuyor.
Bu araştırma doğrultusunda açıklama yapan Infor Ürün Yönetimi Direktörü Alexander Renz, ileri teknolojinin en dinamik endüstri olduğunu belirterek, geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, yenilikçi ürünler ve hizmetlerden ötürü, tüketici tercihleri hızla değişirken, firmaların istikrarsız taleple mücadele etmek zorunda kaldığının altını çizdi.

Alexander Renz açıklamasının devamında şunları kaydetti; “Bu sektörde piyasa hızı o kadar yüksektir ki, ürünler ve tüm şirketler “yüksekten uçma” aşamasından “hezimete uğrama” durumuna hızla geçebilir. Güçlü markaları olan lider şirketler dahi, koşullara uyum sağlamak için devrimci ürünler ve yeni iş modelleri geliştirmeyi sürdürmüştür. Masraf kısma inisiyatifleri önemlidir fakat yeterli değildir. Naif ve vasat olmak sizi galip yapmaya yetmez.”

Ar – Ge için en çok harcamayı ileri teknoloji sektörü yapıyor
Ürün yeniliğine yapılan yatırımlar bu büyüme stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Araştırma ve geliştirme için İleri Teknolojiden daha çok harcama yapan hiçbir üretim endüstrisi sektörü yoktur.
Ancak ekonomik karmaşa ve tüketici güveninin bulunmayışı, endüstriyi Ar-Ge bütçelerini sıkmaya zorlamıştır. Bu, şirketlerin en iyi piyasa fırsatlarıyla daha az projeyi düzgün bir şekilde finanse etmesi için, portföy yönetiminde daha da iyi bir iş çıkarmasını gerektirmektedir. Bunun yanında, piyasaya sürüm süresi avantajlarından tam anlamıyla istifade etmek ve arza yönelik ürünler tasarlamak için, ürün geliştirmenin satış ve pazarlama, tedarik zinciri yönetimi ve tedarikle daha iyi entegre olması da gereklidir.

IT sistemleri ileri teknoloji üreticilerinin işlerindeki artan karmaşıklığı yönetmesi ve bu inisiyatiflere karşı teslim etmesinin kritik araçlarıdır. IDC Manufacturing Insights araştırması, veri güvenilirliği, içe dönük bilgi sistemleri ve iş süreci entegrasyonuyla mücadele ettikleri için, birçok İleri Teknoloji şirketinin operasyonel kusursuzluğa ulaşmadığını göstermektedir. Araştırmaya katılanların neredeyse %50’si mevcut ERP sistemlerinin özelleştirilemeyecek kadar karmaşık olduğunu ve diğer sistemlerle entegre edilmesinin zor olduğunu düşünmektedir.

Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, ERP sistemlerini temel olarak bir kayıt sistemi işlevi gören ve işin ana operasyonel gereksinimlerini pek de desteklemeyen “Finansal ERP" sistemleri olarak tarif etmektedir. Endüstriye özgü yetkinliklerin bulunmayışı, şirketlerin sistemlerini özelleştirmek ve bunları tamamlayıcı sistemlerle arayüz eklemek zorunda kalmasının temel nedeni olarak gösterilmektedir.


“Dört IT gücü” çok önemli
Bu sonuçlar ışığında, İleri Teknoloji şirketlerinin neredeyse %80’inin, mevcut IT sistemlerinin değişen iş ihtiyaçlarına cevap verebilecek kadar hızlı tepki vermediğini hissetmesi şaşırtıcı değildir. Fakat stratejik öneminden ötürü, şirketler bu sorunu çözme konusunda son derece kararlı görünmektedir.
Sonuç olarak, IDC’nin “dört IT gücü” olarak adlandırdığı bulut bilişim, sosyal iş, mobilite ve büyük verileri dengeleyerek, geleneksel IT’yi modernize etmenin önemini tanımaktadırlar. Gelecek nesil operasyonel ERP, sosyal kurum, kurumsal mobilite ve “Büyük Veriler”i benimseyerek, işbirliği yaratmakta, tesiste ve bulut hizmetlerde hızlı karar vermeyi ve koordinasyonlu eylemleri sağlamaktadır.

Araştırmaya katılanların neredeyse %95’i bu dört gücün yakın gelecekte çalışma biçimlerini değiştireceğine ve %40’ından fazlası bunların işin yönetilme biçimini tamamıyla değiştireceğine inanmaktadır.



En dinamik endüstri: ileri teknoloji
Teknolojik gelişmelerin üretim endüstrisi üzerine etkileri konusunda araştırmalar yapan IDC Manufacturing Insights’ın yakın zamanda 14 farklı ülkede gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları, üreticilerin geçtiğimiz birkaç yıl boyunca hakim olan kaotik piyasa koşullarından birtakım dersler aldığını ortaya koyuyor.
Bu araştırma doğrultusunda açıklama yapan Infor Ürün Yönetimi Direktörü Alexander Renz, ileri teknolojinin en dinamik endüstri olduğunu belirterek, geçtiğimiz birkaç yıl boyunca, yenilikçi ürünler ve hizmetlerden ötürü, tüketici tercihleri hızla değişirken, firmaların istikrarsız taleple mücadele etmek zorunda kaldığının altını çizdi.

Alexander Renz açıklamasının devamında şunları kaydetti; “Bu sektörde piyasa hızı o kadar yüksektir ki, ürünler ve tüm şirketler “yüksekten uçma” aşamasından “hezimete uğrama” durumuna hızla geçebilir. Güçlü markaları olan lider şirketler dahi, koşullara uyum sağlamak için devrimci ürünler ve yeni iş modelleri geliştirmeyi sürdürmüştür. Masraf kısma inisiyatifleri önemlidir fakat yeterli değildir. Naif ve vasat olmak sizi galip yapmaya yetmez.”

Ar – Ge için en çok harcamayı ileri teknoloji sektörü yapıyor
Ürün yeniliğine yapılan yatırımlar bu büyüme stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Araştırma ve geliştirme için İleri Teknolojiden daha çok harcama yapan hiçbir üretim endüstrisi sektörü yoktur.
Ancak ekonomik karmaşa ve tüketici güveninin bulunmayışı, endüstriyi Ar-Ge bütçelerini sıkmaya zorlamıştır. Bu, şirketlerin en iyi piyasa fırsatlarıyla daha az projeyi düzgün bir şekilde finanse etmesi için, portföy yönetiminde daha da iyi bir iş çıkarmasını gerektirmektedir. Bunun yanında, piyasaya sürüm süresi avantajlarından tam anlamıyla istifade etmek ve arza yönelik ürünler tasarlamak için, ürün geliştirmenin satış ve pazarlama, tedarik zinciri yönetimi ve tedarikle daha iyi entegre olması da gereklidir.

IT sistemleri ileri teknoloji üreticilerinin işlerindeki artan karmaşıklığı yönetmesi ve bu inisiyatiflere karşı teslim etmesinin kritik araçlarıdır. IDC Manufacturing Insights araştırması, veri güvenilirliği, içe dönük bilgi sistemleri ve iş süreci entegrasyonuyla mücadele ettikleri için, birçok İleri Teknoloji şirketinin operasyonel kusursuzluğa ulaşmadığını göstermektedir. Araştırmaya katılanların neredeyse %50’si mevcut ERP sistemlerinin özelleştirilemeyecek kadar karmaşık olduğunu ve diğer sistemlerle entegre edilmesinin zor olduğunu düşünmektedir.

Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, ERP sistemlerini temel olarak bir kayıt sistemi işlevi gören ve işin ana operasyonel gereksinimlerini pek de desteklemeyen “Finansal ERP" sistemleri olarak tarif etmektedir. Endüstriye özgü yetkinliklerin bulunmayışı, şirketlerin sistemlerini özelleştirmek ve bunları tamamlayıcı sistemlerle arayüz eklemek zorunda kalmasının temel nedeni olarak gösterilmektedir.


“Dört IT gücü” çok önemli
Bu sonuçlar ışığında, İleri Teknoloji şirketlerinin neredeyse %80’inin, mevcut IT sistemlerinin değişen iş ihtiyaçlarına cevap verebilecek kadar hızlı tepki vermediğini hissetmesi şaşırtıcı değildir. Fakat stratejik öneminden ötürü, şirketler bu sorunu çözme konusunda son derece kararlı görünmektedir.
Sonuç olarak, IDC’nin “dört IT gücü” olarak adlandırdığı bulut bilişim, sosyal iş, mobilite ve büyük verileri dengeleyerek, geleneksel IT’yi modernize etmenin önemini tanımaktadırlar. Gelecek nesil operasyonel ERP, sosyal kurum, kurumsal mobilite ve “Büyük Veriler”i benimseyerek, işbirliği yaratmakta, tesiste ve bulut hizmetlerde hızlı karar vermeyi ve koordinasyonlu eylemleri sağlamaktadır.

Araştırmaya katılanların neredeyse %95’i bu dört gücün yakın gelecekte çalışma biçimlerini değiştireceğine ve %40’ından fazlası bunların işin yönetilme biçimini tamamıyla değiştireceğine inanmaktadır.